ws_Digita_Art_Woman's_Portrait_2560x1440

Kendini yaratan kadınlar zamanında yaşıyoruz. Kendini yeniden boyayan, şekillendiren, renklerinin içine parlak yaldızlar karıştıran, üzerini kaplamış kurumuş çamurları özenle temizleyerek altında yaşayan eseri gün ışığına çıkaran kadınların çağında yaşıyoruz. Bu ne ayrıcalıklı bir zamandır, bu ne güzel ve özel bir yolculuktur. Kendini bir sanat eseri gibi yaratmak.

Ve Her kadın bir sanat eseridir…

Bir sanat eserini şahaser yapan nedir? Benim anlayışımda; o eser, sana duygusunu geçirebiliyorsa, görece ve yalın güzelliğine bakmaya doyamıyorsan, içinde barındırdığı anlamı keşfetmek için saatlerce seni oyalıyor ve sonunda koyununda gizlediği anlamı sana hayranlıkla sunuyorsa o bir sanat eseridir ve evet tekrar ediyorum,

Her kadın bir sanat eseridir…

Mesele, kadınların bir sanat eseri olduğundan bihaber yaşamlar sürüyor olması, bedenlerinin her bir hücresinde kendilerine özgü renkler taşıdıklarından habersiz olmaları ve taklitçi eserler gibi kendilerini plastikleştirmeleridir. Kılık kıyafetleriyle, estetikli bedenleriyle, fikirleriyle, inandıklarıyla, yaşamlarıyla…

Plastikleşen kadın özgünlüğünü yitirir.

Plastikleşen kadın kokusunu yitirir.

Plastikleşen kadın ışığını kendi eliyle söndürür.

Plastikleşen kadın donuklaşır, matlaşır.

Plastikleşen kadın cansızdır.

Cansız, donuk, mat, kokusuz olan hiçbirimize cazip gelmez öyle değil mi?

Öyleyse, neden bunu kendimize yapalım? 

Kendini yaratma yolculuğuna çıkmış güzel kadınlardan arkadaşım Can Jarna’dan duymuştum ilk. “Kadın doğarız, Kadın oluruz” demişti. Evet; her kız çocuğu kadın doğar ve eğer kendimizi yeniden yaratmaya cüret edebilirsek kadın oluruz. Kadın olmak demek kendini yaratma serüveninde, kendinle yüzleşmek, hamuruna yeniden şekil vermek demektir. Kendini yaratma yolculuğuna çıkmak, sonu olmayan dipsiz bir kuyuya taş atmak demektir. Sanatçı, yaratacağı eserin sonunda tam olarak nasıl bir form alacağını bilemez. Fakat, eserin kendisini yaratmasına izin verir. Ve mutlaka onu yola çıkartan bir neden, her zaman bir ilham kaynağı vardır.

Bu yol çetrefillidir. Bu yol renklidir. Bu yol bazen durur, bazen delice akar. Yolculuğu keyifli yapan da budur. 

Kendini yeniden yaratma yolculuğuna hangi sebeple çıkıyor olursanız olun; ki bu sebep genelde acı verici bir deneyim olabilir, hastalık veya tekrar eden kötü deneyimler de olabilir; bilin ki sanat eseriniz ile kavuşma vaktiniz gelmiş demektir. Renklerinizi seçin ve ortaya çıkacak olana hazır olun. Çevrenizde, üzerinizdeki kurumuş balçıkları sıvamanızdan, mat renklerinizi canlı renklere geçirmenizden yakın sevenleriniz bile pek hoşlanmayacaklardır. Hatta ilk engeller, tepkiler onlardan gelecek, yolunuza bariyerler döşeyenler de onlar olacaktır. Bu sistem alt bilinçte, ışığınızı çıkarmanızı istemez. Gücünüz ile temas etmenizi istemez. Siz aldırmayın. Bazen yorulacaksınız, bazen yol çok sıkıcı olacak, bazen yola hiç güneş doğmayacak, bazen uzunca bir süre karanlıkta yol alacaksınız, bazen pes etmek isteyeceksiniz, bazen isyan edeceksiniz ama YILMAYIN. Yollar ve sanat yaratmak aynı soydan gelirler. Birleştikleri noktada, bilgece sabretmek ve ulaşacağı sonucu düşünmeden yolun ve yaratım sürecinin keyfini çıkarmayı telkin eder bizlere. Güneş her zaman orada bizler için. Her gün doğmakta!

hy05Art_GGH4Q83U4__1073791g

Öyleyse içinizde ki eser ile buluşmalı çünkü ancak o size kendinizi ve sisteme kurban ettiğiniz, birilerine ödünç verdiğiniz yaşamınızı geri verebilir. Çünkü ancak o sizi sizden öteye taşıyabilir. Çünkü ancak o yalın güzelliğinizin içinde yeteneklerinizi, ışığınızı, ruhunuzu parlatabilir. Çünkü ancak o, sizi yaratımın kaynağına götürebilir. 

Kendini yeniden yaratan kadınlar, cesaretinize selam ederim..

Sevgiyle,

Bilge Inal

 

*Bilge Inal’in kadinlara ozel ‘Disi Bilgelik’ kapsaminda sundugu  inziva ve gelisim programlarindan oncelikli haberdar olmak isterseniz www.bilgeinal.com adresinden e-bulten bolumune, e-mailinizi birakmaniz yeterlidir.

 

6 thoughts on “Kendini Yeniden Yaratan Kadınlar

  1. Çevrenizde, üzerinizdeki kurumuş balçıkları sıvamanızdan, mat renklerinizi canlı renklere geçirmenizden yakın sevenleriniz bile pek hoşlanmayacaklardır. Hatta ilk engeller, tepkiler onlardan gelecek, yolunuza bariyerler döşeyenler de onlar olacaktır. Bu sistem alt bilinçte, ışığınızı çıkarmanızı istemez. Gücünüz ile temas etmenizi istemez.
    Neden Bilge hanım? Özellikle sevdiklerimizin bunu yapmasının nedenlerini gereçkten bilmek istiyorum. Bu konuda önerebileceğiniz yazılar veya yazılarınız var mı acaba?

  2. Çevrenizde, üzerinizdeki kurumuş balçıkları sıvamanızdan, mat renklerinizi canlı renklere geçirmenizden yakın sevenleriniz bile pek hoşlanmayacaklardır. Hatta ilk engeller, tepkiler onlardan gelecek, yolunuza bariyerler döşeyenler de onlar olacaktır. Bu sistem alt bilinçte, ışığınızı çıkarmanızı istemez. Gücünüz ile temas etmenizi istemez.
    Bilge hanım merhaba. Ben yakın sevenlerimizin bunu neden yaptığını, bahsettiğiniz sistemin alt bilinçte nasıl temsilcisi olduklarını çok merak ediyorum. Bu konu ile ilgili yazılarınız veya önerebileceğiniz yazılar var mı? Çok tesekkür ederim

  3. Çevrenizde, üzerinizdeki kurumuş balçıkları sıvamanızdan, mat renklerinizi canlı renklere geçirmenizden yakın sevenleriniz bile pek hoşlanmayacaklardır. Hatta ilk engeller, tepkiler onlardan gelecek, yolunuza bariyerler döşeyenler de onlar olacaktır.
    Bu durum neden olur Bilge hanım?

    1. Merhaba Leyla Hanim gec donusum icin kusura bakmayin lutfen blog sayfama bakmayi biraz ertelemistim. Umarim gec de olsa cevabim icinizde olusan bu duruma ulasir. Su klise lafi hepimiz biliriz degil mi? Degismeyen tek sey degisimdir diye. Fakat sorun burada iste biz bunu sadece zihinsel mental duzeyde biliriz, gercekte ise cogumuz degisimden hoslanmayiz. Degisim guvensiz, tekinsiz ve en onemlisi GUVENLI konfor alaninimizi bozdugu icin turlu korkuyu tetikler icimizde. Tum bunlar kacinilmaz olsa da… Yakinlarimiz bizim degisim donusumuzden en mutlu olacagini varsaydiklarimiz bizdeki bu degisime en cok direnenlerdir cunku hicbirimiz gercek bagimsiz sevgiyi bilmeyiz. Sevdigimiz kisiler degistiginde onlari kaybedecegimizden korkariz hatta terror yasariz. Kaybetmek insanligin en derin en korkunc yarasi ve korkusudur. Beraberinde tutunmayi ve ardindan ofkeyi, direnci, bagimliligi getirir. Gitmelerini istemeyiz. Ancak kendisi de degisen donusen insanlar yakinlarinin degisiminin mutluluguna sevincle ortak olacaklardir. Sevgilerimle..

      1. Çok teşekkür ederim, çok zarifsiniz. Bunca acı ve şokun, çekiştirmelerin, itiştirmelerin, yok etmelerin, yok sayılmaların, güzelim çocuklardan dahi uzaklaştırılmaların bu sebepten olması çok acı.

Leave a comment