Dişi Bilgelik

Dişi Bilgeliğin Yolu

Feminen bilincin gizemini, kitaplardan, felsefe, din ve çeşitli öğretileri okumuş ustatlar veya ruhsal öğretmenlerden bir yere kadar ogrenebiliriz. Mesele su ki, kadınların bedenlerinde gizlenmis feminen bilinc, dişi bilgelik, kutsal kadın, tanricanin bilgisi sadece kadınların bedenlerinde bu kodlari açması ile mümkün olacak. Bu yol kadın bedenini geçit olarak kullanır, bu nedenle bedeni içine katmayan veya parçalı katan tum disiplin, öğreti ve bilgiler ile bir noktada catisir, yol ayrımına gelir ve bunda da sorun yoktur. Her yol kendine hastir. Derinlesmeyi gerektirir.

Yakin gelecegimizde, Tanricanin bilgeligine daha çok kadın içsel olarak uyanacak ve pek çok kadim bilgi bu yolla ışığa çıkacak, yeni kitaplar yazılacak, feminen yolun öğretmenlerin yeni kurallar oluşturacak, öğretecek. Bu oluşum başladı, sayısı ve volumu artacak.

Dişi bilgelik deyince sadece dişi tarafimizi kucaklamak, orayı güçlendirmek veya yükseltmeyi anlıyor olabilirsiniz. Aksine dişi bilgelik veya tanrica bilinci insanın bütünlüğüne, birliğine feminen yoldan maskuleni içine katarak hizmet eder.

Birliğe, Tanrıya, Bütün Insan’a açılan pek çok yol vardir ve dişi bilgelik bu yolların içinde duyguları, bedeni, maddeyi, toprağı, her şeyin mümkün oluşunu alır. Tanrıça ancak Tanri ile BIR olduğunda bütünlük vardır. İçsel dişi ve içsel erilimiz ancak BIR olduğunda kendi içimizde butunuzdur. Tanrıça seni içindeki Tanrı ile bulaşman için İçsel ASK’a yürütür. İçsel ASK’i bulman için labirentlere sokar, evliliğin kendinledir. Tanrıça, sadece kadınlara aitmis gibi algılanır ancak o, eril olanın derin sifasidir ve krallık potansiyelini inşa edebileceği yerdir. O, erkeği kendi bedenine alırken içindeki Tanrisalliga uyandırır ve yükseltir. Çünkü o, rahim olandır, portaldir.

Ataerkilin ruhsal ogretilerinde sürekli bir ışığa yükseliş, ışığa gitme hedefi varken, ok hep yukarı gösterir. Tanrıça ise seni elinden tutup karanlığın derinliklerine götürür. Bu besleyen, inisiye eden, erginleyen bir karanlıktır. Rahimdir. Daha sonra yeniden filizlenir, ışığa dogarsin. Hayat verir, yok eder, yeniden hayat verir. Bu dongulerinde mükemmel bir uyum ve içsel bilis ile hareket eder.

Tanrıça bize su iyi bu kotu, bu negatif bu pozitif, bu yol doğru veya bu yol yanlış ya da bunu yaptığın/yapmadığın için eksiksin, hatalısın demez.

Seni suçlu, kötü, yetersiz hissetirmez. Bu duygulari hissetiren alt benlikte derin kod ataerkil bilinctir.

Tanrıça bilinci, ayrım yapmaz. Ne dilde ne kalpte ayrılık oluşturmaz.

Katı kuralları yoktur. ‘Veya’ yerine ‘ve’ vardir.

‘Su veya bu’ yerine ‘bu ve o’ vardır. 
Duygulara izin vardır. 

Nesenin yanında acıya da, özleme de, hüzne de izin vardır.

Sürekli iyi, coşkun, yüksek olamayabiliriz değil mi?

Donguseldir. 

Onda, dalgaların bilgeliği vardır. Yükseldiğin kadar alcalirsin da. Alcaldigin kadar yukselirsin de. 

Tanrıça bizi doğaya bağlar. Saf halimize dönüşte bize dişi bilgeliğin araçlarını, rituellerini, bilgeliklerini ve derin mistik gizemini sunar. 

O, Birliktir. Ve her şey mümkündür.

İşte biz kadınlar bu ogretiyi sadece aklimizla anlamaya çalışırsak, o hep disimizda bir yerlerde ulasilmayi bekleyecek bir hedef/destinasyon olarak kalacak. Halbuki icimizdedir. Hucrelerimizde, kalp ve rahim hafizamizda. Bedenlerimizin hatirlayisina izin verdigimizde Tanrica’nin kendisi oluruz.

Dişi Bilgeliğin hatırlanışına,

Kutsal kadınlara ve kutsal erkeklere,